27 Şubat 2010 Cumartesi

AŞK VAR MI? AŞK

GEÇEN AYLARDA AŞK DİYE BİR YAZI YAZMIŞTIM.YORUM YAPAN,EN ÇOK KATILIMI SAĞLAYAN,EĞER BLOGU OLANLAR BLOG ARKADAŞLARIYLA PAYLAŞIRSA BUNUN SONUCUNDA BİR ÇEKİLİŞ YAPACAGIMI BELİRTMİŞTİM AMA DAHA 4 YORUM YAPILDI.YORUM YAPAN 2 ARKADAŞIM ADSIZ OLARAK GÖZÜKÜYO.ADSIZ OLARAK GÖZÜKEN ARKADAŞLARDAN BİRİNİN KİM OLDUGUNU BİLİYORUM AMA DİĞER ARKADAŞIMIN ADINI ÖĞRENEBİLİRSEM SEVİNİRİM.YORUM YAPARKEN KENDİ ADINIZI VERMEK İSTEMİYOSANIZ KENDİNİZE BİR NICK NAME OLUŞTURURSANIZ VE KİM OLDUGUNUZU BANA ÖZEL OLARAK MAİL ATARSANIZ SEVİNİRİM.ÇÜNKÜ ÇEKİLİŞ SONUCUNA GÖRE BU ARKADAŞLARDAN BİRİ KAZANDIGINDA ONLARLA İRTİBATA GEÇMEM ADINA BU ÖNEMLİ.ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.BOL ŞANSLAR TEKRARDA

Sevdiğiniz,beraber oldugunuz kişiye veya eşinize karşı büyük bir sevgi mi besliyosunuz yoksa öyle mi zannediyosunuz?

Eşinizle severek mi evlendiniz yoksa görücü usulüyle mi?Görücü usulüyle evlenenler sonra mutlu olabiliyolar mı?

Evlilik aşkı öldürüyo mu sizce?

Bu soruları sizce neden mi yazdım?Bu sorular zaman zaman benim kafamı kurcalıyo.Muhakkak birçok kişinin kafasında bir dönemde olsa bu sorular belirmiştir.

Görücü usulüyle evlenip sonradan sevebilen,mutlu olan çok insan gördüm.Mutsuz olanlarıda ya da ayrılanları da duyuyoruz,görüyoruz.Ya çocukları için devam ediyolar ya da baba evine dönemiyolar.

Evlilik aşkı öldürüyo gibi laflara inanmıyorum.Belki sıradanlaşıyo olabilir ama öldüğüne inanmıyorum.Yani bir imzamı sizin sevginizi bitiren.Nikah gününe kadar bir sorun yoktu da sonradan mı oluşmaya başladı.Eğer kendinizden ve karşınızdakinden eminseniz,kendinizi hazır hissediyosanız evlilikten sonra fazla bir sorunun olcagına inanmıyorum.Evlilikten sonra tabikide hayatımız farklılaşcak,sorumlulugumuz artcak,bekarkenki gibi olamıcaz eğer öyle olcagını sanıp evleniyosanız büyük bir hayal kırıklıgına tabi uğrarsınız ve başarılı bir ilişki,evlilik olmaz.

Acaba bir boşlukta oldugunuzdan mı partnerinizi sevdiğinizi sanıyosunuz yoksa onun sizi sevmesi hoşunuzamı gidiyo.Bunu anca kendiniz çözebilirsiniz belki zaman alır ama benden tavsiye partneriniz sizi çok seviyosa bence duygularınızdan bir an önce emin olmaya çalışın çünkü birgün partnerinize bu ilişkiyi istemediğinizi söylediğinizde onu büyük bir hayal kırıklıgına uğratırsınız.

Biraz uzun oldu belki ama eğer bu konuyla ilgili yorumlarınızı bırakırsanız ve bu konuya katılımın artmasını sağlarsanız bir süpriz hediyelerim olcak.
En çok katılımı sağlayan,bunu yorumlarıyla destekleyen,yorumlarına kimin aracılıgıyla katıldıgını söylerse,blogu varsa blogunda bunu yayınlarsa,yoksa yorum bırakıp bunu arkadaş çevresine duyurup katılım sağlarsa bir süre sonra bunu talebe göre tespit edip
ŞAMPUAN,DUŞ JELİ,SAÇ BAKIM MASKESİ,SAÇ KREMİ,AYAK KREMİ,EL KREMİ,SPREY DEODORANTTAN OLUŞAN BİR PAKET HAZIRLAYIP KAZANAN ARKADAŞIMIZA İRTİBATA GEÇİP KENDİSİNE YOLLICAM
ERKEKLER İÇİNDE AYRI BİR PAKETİM VAR FOR MEN SERİSİNDEN OLUŞAN DUŞ JELİ,ŞAMPUAN,TRAŞ JELİ,BALSAM,SPREY DEODORANT,SAÇ JÖLESİ,TERLEMEYE KARŞI STİKTEN OLUŞAN BİR PAKET OLUŞTURCAM.

26 Şubat 2010 Cuma

yaşa göre egzersiz

Herkesin;her bünyenin her yaş grubunun farklı egzersize ve gıda takviyesine ihtiyacı vardır.
Küçükken herkes bir an önce büyümeyi ister belli bir yaşa gelince de tekrardan çocuk olmayı.Garip ama güzel bir duygu çocuk olmak.O dönemlerdeki çocuksu duygularda,yaşantıda olmak farklı bir duygu...

Şimdi gelelim asıl konumuza.Mesela 10 yaşındaki aile bireyinin bir işte çalışması nasıl mümkün olmuyosa ortalama 50 yaşındaki bireylerin de ağır kaldırması,hızlı koşması veya sağlıgı için herşeyi yemesi ne yazıkki mümkün olmuyo.Biliyoruzki belli bir yaştan sonra çogumuzda şeker,tansiyon,kalp gibi rahatsızlıklar ortaya çıktıgından 20'li yaşlardaki yediklerimizi ne yazıkki yiyip içemiyoruz veya o zamanki enerjimiz olmadıgından çok hızlı hareketler,sporlar yapamıyoruz.

Uzmanların dediklerine göre 7-16 yaş grubundaki çocuklara hergün en az 60 dakike boyunca hareket yapmalarını sağlayın çünkü bu onların fiziksel gelişimleri açısından önemli ve fiziksel aktiviteleri daha az olanların daha az sosyal hayatları,daha düşük kariyerleri oldugu gözlenmiş.

16-24 yaş grubundaki bireylerde haftada 3-4 gün farklı yogunlukta aktiviteleri uygulamak ise yeterliymiş.Bu aktiviteler;yüzme,tenis,spor salonları,yürüyüş,bisiklete binmek olabilir.Bu yaş grubunda metabolizma sorunu pek olmadıgından bu spor hareketleri metobolizmanın hızlı çalışmasına yardımcı oluyo.Ama ilerisi için önlem oluşturmamıza yardımcı olur.

25-35 yaş arasındaki bireyler haftada 4 kez min.30 dakika aerobik hareketleri yapması öneriliyo.
30 yaşından sonra vücut daha az hormon üretip vücut dokusu kayıplara uğradığından daha fazla yağ depolamaktadır. Kilo kontrolünde egzersizler daha fazla enerji harcamanızı sağlar.Egzersizler kalbimizin ve ciğerlerinizin dayanıklılığını artırırken kan akış hızını değiştirerek sizi kalp hastalıklarına karşı korur.Yapılan yürüyüş, koşu egzersizleri kemik yoğunluğunun artmasını da sağladıgından önemli aktiviteler arasında yer alıyo.

35-45 arasındakiler eğer bu yaşa kadar pek aktiviteleri yoksa kendileri yağ depolamada tehlike içerisinde yer aldıklarından bu zamana kadar bulunabildiğiniz kadar aktif olmaya bakın.Çünkü bu yaş grubuna gelince metobolizma yavaşlıyo ve kas kaybı oluşmuş oldugundan direk yağ depolanıyo bu da kalp rahatsızlıkları ve kilo alımında risk oluşturabiliyor.

Hepimiz biliyoruzki en değerli giysimiz cildimiz ve üşensekte cildimize iyi bakmamız gerekiyo.Eğer iş yogunlugunuz varsa spora 30-40 dakka vakit ayıramıyosanız gün içersinde gitceğiniz yerler çok uzak değilse mesela katlar arasında asansör değil merdiven kullanmaya çalışın.Apartman kapıcınız da olsa çöplerinizi siz atın.Bu hem dış görüntümüz açısından hem de vücudumuzun içindekileri göremediğimizden iç yapımızın için önemli.İlersini garantiye almak istiyosak,hem görüntümüz iyi olsun hemde çogu şeyi yiyelim diyosak bunu dikkate almamız gerek diye düşünüyorum.Bazen zor olsada mümkün oldugunca uygulamaya çalışmaktan zarar gelmiceğine göre neden kendimize bakmayalım...

Genç yaşta kendimize daha dikkat etmemiz ilerleyen yaşlarda da daha dinç olmamızı sağlar ve bence bu da hepimizi mutlu eder.Bazı ufak ayrıntılara dikkat etmekte fayda var.Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

23 Şubat 2010 Salı

DOMUZ GRİBİNDEN KURTULun

Son günlerde domuz gribi gündemden düşmüyor.Daha öncede kuş gribi ortaya çıkmıştı ama hiç bu kadar gündemde kalmamıştı.Daha önceki yazılarımda da domuz gribine değinmiştim.Bugün ise domuz gribinde kullanılan antibakteriyel jellerden bahsetmek istedim.

Aslında sadece domuz gribinde değil tüm solunum yolu enfeksiyonlarında kendimizi korumak gerekir.Korunma yöntemlerinden el hijyeni için kullanılan antibakteriyel jellerin kesinlikle sağlık bakanlığı bildirimi olmasına ve kullanırken haricen kullanmaya (yutmamaya), göze, yüze sürmemeye dikkat etmek gerekiyor.

Tanaçan Kozmetik A.Ş. sahibi olduğu Türkiye’nin kozmetik sitesi üzerinden 12 yıldır güvenle kullanılan ve sağlık bakanlığı bildirimi olan 500 ml Depilissima Antibakteriyel Jelleri öneriliyor.

Nasıl korunurum?

• Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatmaya çalışın ve sonra çöp sepetine atınız.

• Öksürdükten,hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayın. Eğer su ve sabun ortamı bulamıyorsanız, alkol içeren antibakteriyel jeller kullanmaya çalışın.

• Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız.

• Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat edin.

• Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden mümkün oldugunca uzak durun.

• Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırın.

22 Şubat 2010 Pazartesi

SAÇ BOYASI KULLANIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ


- Saç boyamadan önce alerji testi yapmak gerek.Kulak arkasına ya da dirseğinizin iç kısmına sürülecek az miktarda boya kaşıntı yaparsa saç boyasını kullanmamanız gerek.

- Cildinizde kaşıntı, sivilce ya da küçük yaralar varsa, asla boya yaptırmayın; direkt olarak cilt altına boya değeceğinden çok büyük tehlike oluşturabilir.

- Kuaförünüzle görüşürken cildinizdeki hassasiyetlerden mutlaka bahsedin; boya karışımında yapacağı ufak değişiklikler bile sıradan cilt yanmalarını yok edebilir.

- Eğer saçlarınızı kendiniz boyuyorsanız, saçlarınızı boyarken kulanılacak malzemenin son kullanım tarihine çok dikkat edin.Çünkü bu tür boyalar piyasada çok fazla satılmaktadır.

- Boya dışında açma veya röfle benzeri işleri kesinlikle kendi başınıza evde uygulamayın. Piyasada güvenilir markaların bu tip ürünleri var ama bu işin şakası yok oldugunu unutmayın.En basiti saçınızı istemeden de olsa bilmeden yakabilirsiniz.

- Kuaför salonlarının kalitesi, hijyeni ve iş ahlakları iyi olanlarını tercih edin. Ucuza değil, kalite ve uygun fiyatlara odaklanmakta herzaman fayda var. kozmetik Fiyatı ucuz her salon kötü olamayacağı gibi, her lüks salon da iyi olacak diye bir kural yok. İşten anlamayan amatör ruhlu kişilerin açtığı salonlara kesinlikle rabet etmeyin.

13 Şubat 2010 Cumartesi

EVDE SAÇ BOYAMA

Evde saç boyarken bazı incelikleri bilmek gerek ve bunları uygulamak gerek oldugunu düşünüyorum.




• Başlamadan önce kullanım kılavuzunu okumakta fayda var.
• Boyamaya başlamadan önce bütün gereçlerin tam olduğundan emin olmakta fayda var.
• Eski bir kıyafet ve havlu kullanmak gerek.
• Saçınızın etrafındaki cildin lekelenmemesi için biraz vazelin sürün, ancak saça bulaştırmamaya dikkat edin.
• Boya sürerken mutlaka eldiven kullanın.
• Saçları bölerken ve boyayı dağıtırken geniş ağızlı bir tarak kullanın.
• Cilde bulaşan boyayı ıslak mendil, şampuanlı veya cilt temizleyicili pamuk ile silin.
• Rengin tutması için saati ayarlayın.

Bunlardan kaçının:

• Saçınız açık kahverengiden daha koyuysa renk açıcı ya da sarartıcı maddeler kullanmayın. Aksi takdirde saçınız turuncu olur.
• Cereyan yapan bir yerde ya da ateş yakınında oturmayın. Bu uygulama sürecini ve sonucu etkileyebilir.
• Bekleme sırasında telefonla konuşmayın, aksi takdirde zamanın nasıl geçtiğini farketmeyebilirsiniz.

Saç boyalarının özellikleri

• Doğal boyalar (bitkisel boyalar) saç telinin içine nüfuz etmez ve beyaz saçı tam olarak kapatamaz. Ancak saça bir ışıltı ve dolgunluk kazandırır. Dolayısıyla saça bakım yapmaları nedeniyle avantajlıdır. Eğer saçınızı boyamak değil de sadece kuvvetlendirmek istiyorsanız, nötr kına uygulayabilirsiniz.
• Doğal boyaların özelliği; sentez ile elde edilmiş boyalarınkine oranla çok daha ufak olan molekülleridir. Bu özellik onların saç telinin tümüne ve özellikle saç telini oluşturan kabuğa nüfuz etmelerini sağlar. Böylece direkt boyaların yaptığı gibi saç renginin geneliyle bütünleşirler.
• Doğal boyalar şampuanlamayla yok olur. Düzenli olarak kullanılırsa yoğunlukları artar. Çünkü saçta halen var olan boyanın üzerine tutunurlar. Böylece doğal boyalar, saçın genel bütünlüğünü bozmadan saç renginin sabit tutulabilmesi açısından yararlıdır.
• Kimyasal boyalara oranla daha uzun bir bekleme süresiyle uygulanmalıdırlar. Bu süre genellikle bir saat olmasına rağmen, her şey saçınızın doğal rengi ve kalitesine bağlı olarak dikkatle uygulanmalıdır. Örneğin açık renk saçta 'havuç turuncusu' gibi bir sonuç istemiyorsanız, uygulama süresi kısa tutulmalıdır.

7 Şubat 2010 Pazar

Çocuk Süveter Modelleri ve Yapılışı Dikişsiz Süveter Örnekleri


Bebek Süveter Örneği Kuşlu ve çicek işlemeli Süveter

Örgü Bebek Elbise Modeli Yeşil ve beyaz renkli

Kışlık Erkek çocuk için Süceter modeli 2 renkli ipten örülmüş.

Bazı Bayan örgü ve moda sitelerinde basit bebek süveteri yapımı diye bir çok konu gözüme çaptı benim için bebek örgüleri çok önem taşıyor çünkü bir anne adayı olarak bebekler için örgü modelleri ne şimdiden merak sardım gerçi babası daha olmasada piyasada :) fakat olmayacak diye bir durumda yok yani anlayacağını. Şimdi bebek süveter modelleri ve bu bebek örgüsü anlatımı ile birkaç lakırtı edelhim sizlerle.

Bebek süveter modelleri ve yapılışı daha çok kalın şiy ve yünlü ipliklerle örülen örneklerden olan basit bebek süveter modelleri göz önüne alalım. Bebek örgüleri ve yapılışları denince akla hemen Derya Baykal Örgü modelleri ve bebek süveteri modelleri akla geldiğinden deryahanımın yaptığı bir iki örnek resimli bebek süveteri ni sizlere vereyim, örmesi çok basit olan ince işi az olan bu süveter modelleri ve yapılışları ise kolay olan örgü işi bu seri çeşitler hem kız çocukları için hemde erkek çocukları için süveter modelleri ve yapılışını kapsamaktadır. hep örgü dünyasında 2 düz 1 ters dedikleri işlemeli dıkıssiz bebek süveteri yapılışı gibisinden tırı vırı copy past türü yazılarla karşılaştım ve kendimce uyuz oldum. O bakımdan bebek süveterleri nasıl örülür nasıl yapılır diyen bayan arkadaşlarıma mutlaka bir bilenden tarifi almalarını öneririm. Bebek süveterleri örmesi resimli anlatımı tercih eden siteleri esefle o bakımdan kınıyorum.

En yeni Bebek süveter modelleri ve yapılışı diye ber aratın google.com.tr de dikişsiz bebek yeleği yapılışı diyen 1 ton siteye yönlendirecektir ama bir bakın hepside birbirinden alıntı çalıntı konulardır. Dikişsiz bebek süveteri nasıl örülür bana anlat deseniz inanın bende öremem ama bir ören komşumuz dan erkek çocuk süveter modelleri yapılışı nı anlatan video görüntülerini sizlere yakında çekip inşallah anlatacağım. Bazı yünlü ve simli iplerle bebek suveteri modeli yapilisi nı en şık ve çok güzel bazı desenli bebek süveter örneği ve resim lerini sunmakla siz degerli www.yenimoda.blogspot.com ziyaretcilerime fikir ve görsel olarak bebek yelek süveter örneklerini sunmak istedim. Kız ve erkek çocuk iki renklı süveter örnekleri benim en çok sevdiğim örneklerdendir sade tek renk dikişsiz bebek süveteri modeli satan dernek local ve yerler bilen arkadaşlar varsa lütfen yorumlar kısmında bilgi versinlerki bizlerde onlardan öğrenelim. Hepinize selam ve sevgilerimle yenimoda blog ziyaretcilerim.

Dikişsiz Bebek Süveteri Modeli Ve Yapılışı çok basip kapşonlü örgü süveter modeli

5 Şubat 2010 Cuma

sağlık

Hafta içi sabahları televizyonda bir program izledik.Belki izleyenleriniz vardır.Bugün bu programda karaciğer yaplanması ile ilgili konu vardı.

Benim izlediğim kadarıyla ve izlediğim kadarıyla sizinle paylaşmak istedim.Erkeklerde bel kalınlıgı max.94, bayanlarda max.84 olması gerekiyomuş.Eğer bu ölçülerin üzerindeyseniz karaciğer yağlanmasında risk grubundaymışız.

Yemek yaparken genelde çogumuz klasik olarak kavurma işlemi söz konusu oldugundan bu kavurma işlemi kansorejen işlemine yol açtıgından hiçbir faydası olmadıgı gibi bazı olumsuzluklara yol açabiliyomuş.Bende gıdaları kavurarak vitaminlerinin öldüğünü biliyordum.Genellikle çiğden pişirmeye çalışıyoduk.Bugünkü programda da bu teyit edilmiş oldu.Mümkün oldugunca çiğden pişirin diyolardı.Birde etlerin yağlı kısımlarını tüketmemeye çalışın dendi.Aklımda kalanlar bukadar.Sizinde bildikleriniz varsa bizlerle paylaşırsanız sevinirim.